Usta sanatçı Onur Akın, müziğiyle olduğu kadar ülke gündemine olan duyarlılığıyla da hep çok konuşuldu.

Siyasetin içinde de yer aldı. CHP'nin son kurultayında parti yönetimine adaydı.

Akın ile müziği, kadına yönelik bitmeyen şiddeti, çıkılması tartışılan İstanbul Sözleşmesi'ni ve siyaseti konuştuk.

– Pandemi sürecinde ‘Ağlayınca Balıklar' isimli bir single yayınladınız. Sizin açınızdan nasıl geçti bu dönem?

Bu süreçte kendi adıma yaptığım en güzel çalışma bu şarkı oldu. Rubato ile düet yapmak da çok doğru bir tercihti benim için. Şiir Fatmagül Akyürek'e, beste bana ait.

EN BÜYÜK DARBE SANATA

– Pandemide sanatçılara destek verilmesi için Müzik Yorumcuları Meslek Birliği (MÜYORBİR) olarak sizin çalışmalarınız ne oldu?

Bakanlıkla ve siyasi parti liderleri ile görüştük. En azından dijital konserler verilsin dedik. En az 100 bin kişi bu işten geçimini sağlıyor.

Müzisyenler, orkestralar, ışıkçılar, teknisyenler… Bu süreçte en büyük darbeyi kültür sanat aldı.

Devletin, belediyelerin bu işe el atması lazımdı, maalesef o desteği göremedik. İvedi bir şekilde konserlerin başlaması gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı Yeditepe Konserleri oldu tabii…

– O da çok tartışıldı…

Müzisyenlerin günahı yok. Kime teklif gelse kabul eder. 30 milyon TL'den bahsediliyor. Biz MÜYORBİR'de 2 yılda 30 milyon TL'yi telif hakkı olarak zor topluyoruz.

Bu para meslek birlikleri üzerinden birçok kişiye dağıtılsa rahatlama sağlardı. İnsanlar da “Arkamızda devletimiz var” derdi.

– İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması tartışılıyor. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

İstanbul Sözleşmesi'ne kesinlikle sahip çıkmamız gerekiyor. Kadına şiddeti ben bir kız babası olarak reddediyorum.

– Rubato'dan Özer Arkun da sevgilisine şiddet uyguladığı iddiaları ile gündeme geldi.

Özer Arkun, 30 yıllık arkadaşım. Eğitimli olan da sanatçı olan da yapıyor. Sıradan halk ne yapar siz düşünün.

O kadar ruh sağlığımız bozuk durumda. Böyle bir şeyin hiçbir kadının başına gelmemesini diliyorum.

Türkiye mutsuz insanlar ülkesi. Herkes her şeyi yapabilir. Gerçekten psikolojimiz bozuk.

‘SANATÇI SUSMAMALI'

– Sanatçılar Girişimi, “Korkmuyoruz” başlıklı bir açıklama yayınladı. Bununla ilgili görüşünüz nedir?

Doğru buluyorum. Sanatçı, aydın susarsa, konuşmazsa toplum nasıl karanlık, sıkıntılı, antidemokratik günleri atlatsın?

Sanatçının her zaman elindeki ışıkla karanlığa doğru yürümesi gerektiğine inanıyorum. Hayatım boyunca da böyle yaşadım, doğru bildiğim şeyi söylemekten çekinmedim.

– CHP kurultayında Bilim Yönetim ve Kültür Platformu'ndan Parti Meclisi'ne aday oldunuz, ancak kadın kotasına takıldınız…

Partimizin iktidara yürüyüş yolunda katkı sunmak istiyordum. Yerimi bir kadın adaya bırakmanın da onurunu yaşıyorum.