Cahit Berkay... 'ÖNCE KENDİ KÜLTÜRÜNDEN BESLEN!'

Cahit Berkay... 'ÖNCE KENDİ KÜLTÜRÜNDEN BESLEN!'

Hayata soldan bakan ve çizgisini hiç değiştirmeyen sanatçı Cahit Berkay, düne, bugüne, yarına dair soruları yanıtladı... Gençlere “Önce kendi kültüründen beslen” tavsiyesinde bulundu.

Cahit Berkay… Klasikleşen özgün eserleri bazen hüznün doruklarına tırmandırıyor, bazen de yüreklerdeki devrim ateşini körüklüyor.

Kimi zaman “Raptiye Rap Rap” ile darbecilerin karşısında durarak demokrasiyi savunuyor, kimi zaman “Bir Şey Yapmalı” diye seslenerek karanlıktan aydınlığa çıkış için çağrıda bulunuyor.

Berkay, Sözcü HaftaSonu'nun sorularını yanıtladı…

‘3 AY KARANTİNADA KAL' DİYE BEDDUA EDECEĞİM
Berkay, Gökmen Ulu'ya karantina günlerini anlatırken “Konserleri ve sarılmayı özledim.

Eğer beddua edersem ‘Allah seni 3 ay karantinada bıraksın' diyeceğim” dedi.

Karantina günleri, Bir başka ifadeyle ev hapsi nasıl geçti?

Ben beddua etmeyi sevmem ama öyle bir hale geldim ki, bir gün çok kızdığım birisine “Allah seni üç ay karantinada bıraksın” diyeceğim. Artık anla halimi. Çok sıkıldım.

En çok neyi özlediniz?

Ben faal bir adamım. Özgürce yaşamın içinde olarak beslenen bir sanatçıyım. Konserleri ve sevdiklerime sarılmayı özledim.

Hükümet salgın sürecini nasıl yönetiyor?

Her şey o kadar karmaşık ki… Ve birçok şey belirsiz kalıyor. Örneğin, ilk haftalarda sokağa çıkma yasağı uygulandığında, bakkalın, manavın açılış-kapanış saatlerini anlattılar, 65 yaş üstü hakkında tek kelime etmediler.

Ataol (Behramoğlu) çok güzel söyledi, biz sanatçıyız, sokağa çıkmamız için kuruyemişçi mi olmalıyız?

65 yaş üstüne karşı takınılan tutum nedeniyle kalbiniz kırıldı mı?

Evet, alındım. Elbette bilime uyacağız ama hükümetin koyduğu kurallar ölçülü olmalı. Bu uygulamanın dünyada başka örneği yok.

Ev halinizden bahseder misiniz?

Ben yalnız yaşıyorum. Bir yardımcım var ama bu süreçte çok gelemiyor. Mutfakta pek marifetli değilimdir. Ispanağı çok severim.

Ablamı aradım, tarif etti, yapmaya kalkıştım, 20 dakika sonra tencereden yanık kokusu yükseldi. Ispanak güme gitti.

Bugünlerde beste yapabildiniz mi?

Maalesef… Bunun için gönül ferahlığı içinde olmam lazım.

ATATÜRK'ÜN KIYMETİNİ HERKES BİLMELİ

19 Mayıs'ta evinizin balkonundan verdiğiniz mini konser ses getirdi. Nereden aklınıza esti?

Ben o gün gördüğüm bazı haberlere sinirlendim. TRT dahil, bayramın ismini karıştıranlar oldu.

Senin bin tane bayramın yok ki karıştırasın… Bizim bir tane 19 Mayıs'ımız var. Havadan gelen bir bayram değildir o, altı o kadar doludur ki…

Mustafa Kemal'in emperyalizme başkaldırısının ve yurdumuzu işgalcilerden kurtarmasının ilk adımıdır 19 Mayıs.

Ülkemizi Mustafa Kemal kurtardı, bize özgürlüğümüzü verdi. Ardından o zor şartlarda Cumhuriyet'i kurdu, demokrasinin yolunu açtı. Herkesin kıymetini bilmesi lazım.

Bayram akşamı sizin mahallede ne oldu?

Evimin bir tarafı Ayazpaşa'ya, diğer tarafı da Cihangir'e bakıyor. İçimden geldi, kurdum ses sistemini balkona, aldım sazımı elime, önce Oy Bizim Eller türküsüyle girizgah yaptım.

Bu, TRT'de yıllarca sinyal müziği olarak kullanılmıştır. Sonra, cura ile Gençlik Marşı'nı çaldım. Bitince mahalleden bir alkış koptu, şaşırdım. Islıklar, ışıklar…

Sonra Selvi Boylum'u girdim, ortalık koptu. Spontane gelişti. Bir Cumhuriyet çocuğu ve yurtsever olarak içimden geldi, “Bayram bugün” dedim, kutlayalım bayramımızı… Çok güzeldi…

ESERLERİMDE DRAMATURG VAR

Müziğiniz ile hangi duygu ve düşüncelere hitap ettiğinizi anlatır mısınız?

Bestelerim yaşamın ta kendisi. En değerli duygu sevgi. Müziğimin temelinde bu var.

İnsanları, hayvanları, doğayı, yaşamı, özellikle kendini sevmezsen, yaptığın müzik beş para etmez.

Notalar yan yana dizildiğinde aklında, yüreğinde, vicdanında oluşturduğu kıpırtıdır değerli olan.

O kıpırtıyı sağlayabiliyorsan ve içinde bir sevgi ateşi yakabiliyorsan, işte o zaman doğru yapıyorsun demektir.

180'den fazla film müziğine imza attınız. En az dört kuşağın en güzel duygularına seslenen bu eserlerinizdeki tılsım nedir?

Sinemayı çok severim. İzlerken hayali olarak o oyuncuların arasına girer, empati kurar, hikayeyi hissetmeye çalışırım. Zaten duygusal, romantik bir adamım.

Eserlerinizde dramatik kurgu mu vardır?

Ben onu dramaturg olarak alıyorum. Tiyatroda oyunun baştan sona bir mantığı ve tutarlılığı olması lazımdır. Müzikte de böyle… O şarkının ayakları yere basmalı.

ÖNCE KENDİ KÜLTÜRÜNDEN BESLEN

Anadolu Rock akımının öncülerindensiniz. Bu özgünlüğe nasıl eriştiniz?

Kendi topraklarımızdan ilham alarak… Ben köy çocuğuyum. Isparta'da doğup, büyüdüm, sonra İstanbul'a taşındık, Kabataş Lisesi'nde okudum, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne girdim.

Kentli oldum ama benim beslenme çantamda türküler vardır. Mahzuni Şerif, Ruhi Su, Nazım Hikmet, Yaşar Kemal vardır. Moğollar'ı kurduğumuz zaman beşimiz de Yaşar Kemal'in “Üç Anadolu Efsanesi” kitabını hatmettik.

O kitap yolumuzun ne olduğunu gösterdi bize. Müzik sadece notalardan ibaret değildir. Ben edebiyattan da çok beslenirim.

Bunu gençlere de tavsiye ediyor musunuz?

Kendi kültürünle haşır neşir olup özümsemek…

Evet. Ben bu anlayışı çok değerli buluyorum. Bunun tiyatrodaki yansımasını Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde de görüyorum.

Oradan mezun olanlar Antik Yunan'dan, Vodvil Fars'a kadar her şeyi biliyorlar. Ama Müjdat Hoca öğrencilerine özellikle Geleneksel Türk Tiyatrosu'nu öğretiyor.

Bunu, müstakbel tiyatro oyuncularının temel gıdası yapıyor. Sizin de gençlere tavsiyeleriniz bu doğrultuda mıdır?


Aynen öyle. Yabancı müzik de dinle ama önce Aşık Veysel'i, Yunus Emre'yi, Şeyh Bedrettin'i, Pir Sultan'ı tanı. Önce kendi kültüründen beslen.

Anadolu ezgilerini dünyaya taşırken de çıkış noktanız bu muydu?

Moğollar olarak dünyaya açılırken şunu düşündük: Bizde bağlama var, kabak kemani var, tambur var…

Dedik ki, biz bu Batı Müziği enstrümanlarının arasına kendi çalgılarımızı katarsak özgün oluruz.

Öyle de oldu. Dünya çapındaki plak şirketlerinden büyük ilgi gördük. 1971 yılında Fransa'da yayınlanan albümle yeni bir ses niteliği taşıyanların değer görüldüğü Charles Cros Akademi Ödülü'nü kazandık.

Aynı ödülü bir yıl önce Jimi Hemdrix, bir yıl sonra Pink Floyd aldı. Sizi en çok sevindiren ve gururlandıran uluslararası ödül hangisidir?

Benim için en değerli ödüller ülkemden aldıklarımdır.

CEM, ÇOK ERKEN GİTTİ

Cem Karaca ve Cahit Berkay… “İyi dostumdu. Erken gitti. Hâlâ birlikte müzik yapıyor olabilirdik” dedi.

GÜZEL GÜNLER MUTLAKA GELECEK

Ülkemizin bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

İnsanların temel ihtiyaçlarından biri doğru haberi almaktır. Birkaç bağımsız basın-yayın kuruluşunu boğmaya çalışarak, gazetecileri tutuklayarak, biz yurttaşların oksijen kaynaklarını kesmek istiyorlar.

Oysa ben gerçeği öğrenmek istiyorum. Fakat belli ki gerçeklerin halk tarafından öğrenilmesi bazılarının işine gelmiyor.

Türkiye'nin geleceğinden endişeli misiniz?

Çocuğumun ve torunumun geleceği için kaygılıyım. Ülkemizin gidişatından hiç memnun değilim.

Ama her şeye rağmen yarınlardan umutluyum. Bu ülke güzel şeylere layık. O güzel günler mutlaka gelecek.

 

Kaynak:sözcü.com.tr / Gökmen ULU

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.